6 Aralık 2012 Perşembe

Doğum Hikayemiz

Doğum hikayemizin, bu blogdaki ilk yazım olmasını isterdim ama elde olmayan sebepler yüzünden ancak ekleyebiliyorum, neyse geç olsun güç olmasın :)
Oldukça rahat, sıkıntısız bir gebelik geçirdim. 13. Haftaya kadar süren rutin bulantılar ve son haftalardaki mide yanmaları dışında – ki elimde Gaviskon şişesi sokakta dolaştığım bile oldu - ciddi bir şikayetim olmadı diyebilirim. Hergün yürüyüş yaptım, 5. Kattaki evimize (asansör yok) günde bir kaç kez inip çıktım. Hamilelik çok hoşuma gitmişti  , 9 ay değil 19 ay dolaşırım böyle diyordum. 
40. haftam, 25 mayısta doluyordu . 36. Haftadan itibaren her hafta kontrole gidiyordum, NST’ ye girmek için. Her şey yolundaydı ama beni tek endişelendiren, doktorumun , tam da benim 40. Haftama denk gelen günlerde seminer için şehirdışında bulunacak olmasıydı. 39. Haftaya başlamadan bir gün önce, 17 mayısta, kontrole gittim yine. 30 dakika boyunca NST ye bağlandım. Ben hiç sıkıcı bulmadım bu NST olayını. Oğlumun kalp seslerini duymak çok hoşuma gidiyordu. Neyse, herşey normal devam ediyordu, hala ve henüz hiç kasılmam yoktu. 19-21 mayıs arasında doktorum yoktu , eğer o günler arasında sancılanırsam , beni başka bir doktora yönlendireceğini söyledi. Doktordan çıkışta eşimin işyerine yürüdüm, yolda otobüs duraklarında oturup dinlenerek tabi . 
O akşam eşim, “Hastane çantasına neler koydun, bir daha kontrol edelim” dedi. Yeniden düzenledik beraber. O sırada yoğun bir akıntı hissettim. Zaten hamilelik boyunca akıntılarım oluyordu. Ama banyoya gidince anladım ki, bu oldukça yoğun ve hafif pembe, nişan denilen akıntıydı. Aklımdan ilk geçen, daha önce okuduklarım oldu :  “..nişan geldikten 3 gün sonra da doğum başlayabilir, 1 gün sonra da … “  Bir yandan da  “acaba doktorum gitmeden doğum olur mu, yoksa yoksa…”  falan diye kendi kendime söyleniyordum. Hep  hayırlısı olsun diyordum ama aklımda bir tek bu vardı nedense. Onun dışında sakindim, ne bir korku ne heyecan. Normalde öyle evhamlı bir insanımdır ki ben bile şaşırıyordum bu halime. Zaten başından beri, inşallah herşey yolunda gider ve normal doğum yaparım diye çok dua etmiştim. Şimdi de tek istediğim , herşeyin yolunda gitmesi, normal doğum yapmak, sağlıkla oğlumuzu kucağımıza almak ve mümkünse doktorumun yanımda olmasıydı. Gebelik geçirenler beni anlarlar sanırım, iyi ve güvendiğiniz bir doktora alıştığınız zaman bu çok önemli oluyor.
Eşime ve o akşam bizde olan anneme durumu anlattım. İkisi de heyecanlarını belli etmemeye çalışırken çok komiktiler.  Ertesi gün enerji ihtiyacım olur diye ( daha önce okuduğum tüm doğum hikayelerinde böyleydi ) erkenden yattım ve yine çok şaşırtıcı, hemen uyudum. Sabah 5 gibi tuvalete gitmek için kalktığımda, belli belirsiz bir adet sancısı vardı. Herkes ilk doğum geç olur diyordu, karnımın ne kadar yukarda olduğunu görenler daha 3 haftan falan var diyordu ama meğer bebişim karnımda son gecemizmiş, ertesi gün dünyaya gelmek isteyecekmiş. 
Sabah uyandığımda, belli belirsiz adet sancısı devam ediyordu. Süre tutmak istedim , düzensizdi, yeniden uyumuşum. Saat 10 gibi kalktım yeniden, annemle kahvaltı yaptık, hep okuduklarım aklıma geliyordu, iyice doyurdum karnımı enerji ihtiyacım olur diye. Hafif kasılmam vardı ama buna sancı mı denir kasılma mı bilmiyorum, canım yanmıyordu ki, hatta hoşuma gidiyordu.
Kasılmaların düzene girmesini bekledim ama belli bir aralıkları yoktu , doktorumu aradım. “Gel bakalım” dedi. Eşimi aradım, onun eve gelmesini beklerken, internette vakit geçirdim biraz. Hatta, Blogcuanne Elif, Facebook’ta , “19 Mayıs tatilinde nereye gidiyorsunuz” tarzı bir soru sormuştu. Yanıtladım : “..galiba doğuma gidiyorum  :) , diye. 
Eşim geldi sonra ve valizimi de her ihtimale karşı bagaja koyup doktora gittik. Alsancakta park yeri bulmak ne mümkün, 1-2 tur attık, tam da öğlen vakti, yer yok. En iyisi fuara bırakalım , yürüyelim dedik. Hava öyle güzel ki, ne sıcak bunaltıyor, ne güneş çok yakıyor, yazdan önceki harika bahar havalarından. Kasılmalarım oluyor, derin derin nefes alıyorum, içimden gülmek geliyor habire, böyle yürüdük doktorumun muayenehanesine. Ama çok kalabalık, 13.30 gibi vardık nerdeyse 1 saat bekledik.  Saate bakıyorum bu arada, sancılar hala 10 dakika, bazen 15 dakika aralıklı...
Sonunda sıramız geldi, önce NST odasına girdim, ama doktorum,” Muayene edelim daha iyi” dedi, öbür odaya geçtim. Ve sonuç 3,5 cm açılma, doğum başlamış meğer. “Hemen hastaneye gidin, siz  yatış işlemlerine başlayın ben arkanızdan geliyorum. Böyle devam ederse süreç, bu gece doğum gerçekleşir” dedi doktorum.
Biraz şaşkın, hafif heyecanlı, valizimizi almak üzere arabamızı park ettiğimiz fuara yürümeye başladık. Eşim taksiye binelim, yürüme iyi hissetmiyorsan dedi. Aksine şimdi daha çok yürümek istiyordum, yine güle oynaya, yolda annemlere ve kızkardeşime haber vererek hastaneye yürüdük. 
Hastane de herkes güleryüzlü, bizi odamıza aldılar , eşim işlemler için aşağıya indi. Bir hemşire geldi, üstümü değiştirdim ve lavman yapıldı. Hiç de abartıldığı gibi bir işlem değildi, korktuğum kadar rahatsızlık vermedi. Daha sonra epidural kateter takılması için başka bir yere gittik. Bu işlem de çok kolay oldu, üstelik bu arada kasılmalarım oldukça sıklaşmış ve artmıştı. Hemşire odaya döndükten sonra , muayene edelim dedi ama bu muayene çok canımı yaktı ve biraz bağırdım. “3 cm kadar açıklık” dedi. İmkansız dedim, 1.5 saat önce doktorum 4 cm e yakın demişti. Sanırım hemşire canımı yaktığı için ben kendimi kasmıştım ve düzgün muayene edememişti. Sonra neden bilmiyorum bana serum bağladılar, sanırım suni sancıydı, kasılmalarım birkaç dakika içinde sıklaştı, öyle arttı ki gerçekten sancı diyebilirim artık. Öyle sancım vardı ki, o sırada annemler falan hastaneye gelmişler , onları bile farketmedim odada.  Epidural istedim , ilk doz yapıldı ama sanki hiç etki etmemişti ben hala sancı çekiyordum, üstelik sancıların arası yoktu, süre falan tutmak ne demek, 2 saniye durmuyordu bile. Hemşire beni tekrar muayene edince bunun sebebi anlaşıldı, açıklık tam, doğum başlıyor dedi. Halbuki daha 15 dakka önce 3 cm demişti, hastaneye geleli 2 saat olmadan 10 cm olmuştu.  Çok hızlı açılma gerçekleştiği için sancım da bu kadar çok olmuştu. O sırada doktorum geldi, onu görünce sevindim ve rahatladım. Galiba epidural de etkisini yavaş yavaş gösteriyordu. 
Beni doğumhaneye aldılar, artık iyice rahatlamıştım, kasılmaları hissediyordum ama canım yanmıyordu. Epidural yüzünden ıkınma hissi gelmediği için, doktorum kasılamaları kontrol ederek bana ne zaman ne yapacağımı söyleyecekti. İlk birkaç sefer beceremedim, biraz moralim bozuldu, sanki, çok süre geçmiş ve bebeğim sıkıntıya girecekmiş gibi hissediyordum. Doktorum endişelenmememi, herşeyin yolunda olduğunu söyledi. Birkaç kez daha denedikten sonra,  yine olmadı galiba derken oğlumun tüm odayı dolduran sesini duydum. Canımız, oğlumuz, Murat Eren, Fenerbahçeli babasına jest yaparcasına, saat  “19:07” ‘de artık kollarımdaydı. Hastaneye geldikten 3 saat , doğumhaneye girdikten 35 dakika sonra.  Gözlerini hiç kırpmadan gözlerimin içine bakıyordu sanki “Ben geldim işte” der gibi. 
Benim dualarım kabul oldu ve çok şükür rahat, kolay ve kısa sürede doğum yaptım. En başından itibaren , normal doğum yapmak istediğimi doktoruma söyledim, tıbbi bir gereksinim olmadığı sürece sezaryeni aklıma getirmek istemedim. Çevremden, ailemden ve tabi ki özellikle eşimden her zaman destek ve güç aldım. Hamilelik boyunca tüm olumsuz hikayelere kulaklarımı kapadım. Epizyo dikişleri yüzünden birkaç gün yaşadığım hafif ağrı dışında, normal doğum benim için tek kelimeyle konforlu bir deneyimdi. 18 Mayıs, hayatımın en mutlu günü oldu .  Umarım tüm anne adayları sağlıkla bebeklerini kucaklarına alırlar. 

6 yorum:

  1. Biz de 4,5 aylık olduk bir kız bekliyoruz. Sizinkisi şimdi den hayırlı uğurlu olsun. Umarım biz de sizin gibi hayırlı ve sağlıklı bir doğum yaparız. Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Sağlıkla kucağınıza alırsınız inşallah.

      Sil
  2. ah ah bu doğum hikayeleri çok duygulandırıyor beni. Kendi doğumlarım şöyle bir baştan aşağı geçti gözümün önünden yazını okuyunca. Normal doğum için gerçekten tebrik ediyorum. Benim ikisi de sezaryen çünkü koca bir korkağım. Her yiğidin harcı değil bence. Allah analı babalı buyutsün

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, Allah bağışlasın sizinkileri de :)

      Sil
  3. Ne kadar hoş anlatmışınız siz pozitif olunca herşey ne kadar yolunda gitmiş bebeğinizi güle güle büyütün...
    Bloğunuzu takibe aldım sevgiler..

    YanıtlaSil